Tüketicinin kafasını en çok karıştıran sorular bunlar olmalı. Daha ötesi de var...
1992 yılından itibaren su arıtma sistemleri -yani teknik adıyla reverse osmosis sistemleri- faydalı su ürettikleri gerekçesiyle pazarlanmaya başladı.
2000'li yılların başında Dünya Sağlık Örgütü reverse osmosis sistemlerinden elde edilen suyun mineral fakiri olduğunu ve gelişim bozuklukları ve dejeneratif hastalıklara yol açtığını ilan etti. Daha da ileri giderek, yasaklanması yönünde tavsiye kararı çıkarttı. Oysa bugün hala ülkemizde ayda 35000 adet su arıtma cihazı satılmaktadır. Bu ürünlerin bedeli de 300 TL ile 20,000 TL arasında değişmektedir.
Tüketici gözüyle baktığımızda;
Ticari amaçlı firmaların vahşi pazarlama yöntemleri ve bilgiyi karartmak üzere ustaca hazırladıkları satış senaryoları, tüketicinin su endüstrisine güvenini zayıflatmıştır. Her kafadan bir ses çıkmaktadır ve kelimenin gerçek anlamıyla su işinin suyu çıkmıştır.
Böyle bir iklimde, Alkali SU İyonizeri alanında ihtisas firması olarak faaliyet göstermenin kolay olmadığı hemen anlaşılabilir.
Öncelikle en güçlü argümanımızı dile getirmeliyiz. "O güveninizi sarsan su arıtma sistemlerini biz satmadık" Çok karlı bir sektör olmasına rağmen, halen pazar değeri çok yüksek olmasına rağmen, "salt ticari endişelerle" zararlarını bildiğimiz bir su tipinin arkasında durmadık. Bu yüzden Asyata Türkiye'deki Alkali SU İyonizerleri alanında faaliyet gösteren tek ihtisas firması olarak kalmıştır.
"Diğer su tiplerine de başlangıçta iyi denilmişken, sonradan zararları ortaya çıktı. Alkali Su için de böyle bir gelişme olabilir mi" endişesine de yanıt vermek gerekebilir.
Arıtılmış suyun zararlı olduğunu 2004 yılında Dünya Sağlık Örgütü DR. D. Kozisek'in makalesiyle deklare etti.
http://www.asyata.com/index.php/bilgiler/akademik/demineralize-su-icmenin-sagl-k-riskleri
Aynı örgüt 2007 yılında "Dünya üzerinde herkes alkali iyonize su içerse, kanser dahil bütün hastalıklar %80 oranında azalacaktır açıklamasında bulundu. Dolayısıyla, bu örgütün ticari endişelerden uzak bilimsel görüşlerini referans kabul ediyorsak, iki deklarasyona da aynı önemi atfetmeliyiz.